Yoksulluk ve suç arasında bir ilişki var mı?

Bekir Arslan
3 min readSep 17, 2020

Suçlu bulmak için kurulan modellerden çıkan verilerin oluşturduğu güçlü korelasyon, yapay da olsa böyle bir ilişki olduğunu söylüyor. Ama veri bilimci Cathy O’Neil’a göre bu bir matematiksel imha silahı.

2009’da Chicago Emniyeti suçu önlemeye dönük bir program geliştirmek için Ulusal Adalet Enstitüsü’nden iki milyon dolarlık bir hibe alır. Hibeye hak kazanan programın teorisine göre yeterli veriyle suçtaki yaygınlaşmanın, aynı salgın hastalıklar gibi belli örüntüler izlediği gösterilebilir. Öngörülebilir ve umut ettikleri gibi önlenebilir.

Programın başındaki biliminsanı Miles Wernick’ti. Yıllar önce ABD ordusunun savaş alanındaki hedefleri ayırt edecek analizler yapmasına yardımcı olmuştu. O günlerden sonra yönünü -demansın ilerleyişi de dahil- tıbbi verilerin analizine çevirmişti.

Fakat birçok veri bilimci gibi Wernick de uzmanlığını belli bir sektörün kontrolüne geçmiş bir şey olarak görmüyordu. Nitekim Chicago’da odaklanacağı şey suçun ve suçluların örüntüleri olacaktı. Oluşturduğu ekip suçun yoğun olduğu bölgelerin ayrıştırılmasına odaklandı.

Fakat Wernick’in ekibi daha da ileriye gitti. Şiddetli suçlar işleme olasılığı yüksek 400’e yakın insandan oluşan bir liste çıkardılar. Üstelik bunları cinayete karışma olasılıklarına göre sıralamaya soktular.

Listedeki isimlerden biri liseden atılmış 22 yaşındaki Robert McDaniel, 2013 yılının bir yaz günü kapısını açtı ve karşısında bir polis memuru buldu. McDaniel sonrasında bir gazeteye hiç silahlı saldırı geçmişi olmadığını ve bir şiddet suçuyla asla suçlanmadığını açıklayacaktı.

Tehlikeli mahallelerden birinde yaşayan çoğu genç gibi McDaniel de kanun güçleriyle takışmıştı ve cezai adalet sisteminin ağına düşmüş çok fazla insan tanıyordu. Polis memuru ona emniyetin kendisini izlediğini ve ayağını denk alması gerektiğini söylemişti.

Polisi McDaniel’e yönlendiren analiz, gencin sosyal ağıyla ilgiliydi. Suçlu tanıdıkları olan biriydi. Kaldı ki istatistiksel anlamda insanların birlikte vakit geçirdikleri kişiler gibi davranma ihtimallerinin yüksek olduğu da inkar edilemez.

Örneğin Facebook, birbiriyle sık iletişim kuran arkadaşların aynı reklama tıklama olasılıklarının yüksek olduğunu tespit etmiştir. İstatistiksel terimlerle konuşursak huyu suyu aynı olan kuşlar birlikte de uçarlar.

Polisin bu uygulamadaki hedefi hayat kurtarmaktır. Eğer şiddet suçu işlemesi muhtemel 400 insanın kapısı çalınıp uyarılırsa belki içlerinden bazıları silaha sarılmadan önce iki kez düşünürler.

Ancak McDaniel örneği, adalet meselesi üzerinden düşünüldüğünde talihsizdi. Etrafı suçlarla çevrilmişti ve tanıdığı insanların çoğu suça bulaşmış kişilerdi. Dahası kendi eylemlerinden ziyade bu koşullar yüzünden tehlikeli biri olarak görülmekteydi. Şimdi polisin gözü hep onun üzerindeydi.

Milyonlarca başka Amerikalının düzenli yaptığı gibi budalaca bir hareket yaparsa, uyuşturucu alır veya barda kavgaya karışırsa kanunlar tüm gücüyle üzerine binecek ve muhtemelen ona bizden çok daha sert davranacaktır. Zaten kendisi uyarılmıştır.

Polisi McDaniel’in kapısına götüren modelin yanlış bir hedefi vardı. Suçu ortadan kaldırmak yerine polis, mahallede ilişkiler kurmaya çabalamalıydı. Bu “kırık camlar” teorisinin sacayaklarından biriydi.

Her yerde durum böyle değildi. 2011’de ülkenin cinayet başkenti olmuş New Jersey’de emniyet, 2012 yılında iki talimat sayesinde kontrolü yeniden sağladı: Suçu geriletme ve toplumda güven hissi yaratma. Eğer hedef güven inşasıysa tutuklamalar ilk değil son başvurulacak yöntem olabilir.

Daha empatik olan bu yaklaşım, kolluk güçleriyle kollananlar arasında daha sıcak ilişkilerin kurulmasına ve son yıllarda gördüğümüz trajedilerin (polislerin siyahileri öldürmesi ve onu takip eden isyanlar) azalmasına yol açabilirdi.

Ancak matematiksel bir çerçeveden bakılırsa güveni ölçmek ve sayısallaştırmak model inşa eden insanlar için büyük bir zorluktur. Ne yazık ki bizi aynı huya sahip kişiler olarak varsayan ve buna göre bizi değerlendiren modeller inşa etmek için tutuklama sayılarını toplamak çok daha kolaydır.

Etrafı suçlarla çevrilmiş masum insanlar kötü muamele görürler ve etrafı yasalara riayet eden kişilerle çevrilmiş suçlular serbestçe dolaşırlar.

Yoksulluk ve raporlanan suçlar arasında güçlü bir korelasyon olduğu için yoksullar modellenmiş bu dijital ağlara yakalanmaya devam eder. Geri kalanlarımızsa bunların üzerinde neredeyse hiç düşünmek zorunda kalmaz.

Kaynak: Weapons of Math Destruction, Cathy O’Neil.

İngilizce orjinali için buraya, Türkçe çevirisi için de buraya tık.

--

--

Bekir Arslan

I’m a data and analytics professional who help product teams to use data science to drive better insights and growth.